Ayasofya'nın Tanrısıyla Pers'in Tanrısı Kadar


 Ayasofya'nın tanrısıyla Pers'in tanrısı kadar.
Akmadan ayakkabımdan henüz kum taneleri, çamurlaşmadan.
Yazılmış olan ve yazılacak şeylere bakarak...
Dinsel metinler kadar, ruhsal metinler,mistikler,aristokratlar kadar.
Ortaçağın göbeğinde Buhara'da sevmek isterdim seni.
Galaksilere basa basa gezmek isterdim tüm güneş sistemini.
Biraz çılgınca.
Tam olarak:
Ayasofya'nın tanrısıyla Pers'in tanrısı kadar.
Her savaşımdan sonra gözlerinden akan savaş kanları kadar masum gözyaşlarına, kilit taşları döşemek isterdim.
Şaşardım sonra halime,
Çölün ortasında,gölün kıyısında,dağın yamacında şaşardım.
Gördüğüm her yerde, bildiğim her yerde, olduğum her yerde, şaşardım masumluğuna.
Ayasofya'nın tanrısıyla Pers'in tanrısı kadar.
Şimdi:
Boylu boyunca uzamak isterim yanına.
Büyüyen kokunu avuçlarıma almak,
Bir kandilin içinde saklamak, bozulacak korkusu olmadan.
Şişelerce mürekkep akıtmak isterim boydan boya adına.
Her adımına mühür basarak geçtiğin yerleri kutsamak.
Kutsamak, kutsamak ve yine kutsamak.
Ayasofya'nın tanrısıyla Pers'in tanrısı kadar.
Bir kedinin varlığı,bir annenin varlığı, Ayasofya ve Pers'in varlığı ne kadar gerçekse,
O kadar gerçek olan yalnızlığıma bakarak; bir intihara kalkışmak isterim sessizce.
Oturup bulutların üzerine öylece...
Bakınıp yeryüzüne kimsesizce.
Artık:
Ayasofya'nın tanrısıyla Pers'in tanrısı kadar.

Yorumlar